
Asıl adı Marko Apostolidis olan Marko Paşa 1814’te doğmuş.
Sakızlı bir Rum olan Marko Paşa, 1861'de Sultan Abdülaziz Han’ın
hekimbaşılığına getirilmiş. Kırımlı Aziz Bey'le birlikte Hilâl-i Ahmer
Cemiyeti'nin (Türkiye Kızılay Derneği) kurulmasına katkıda bulunmuş. 5 Aralık
1888 tarihinde Burgaz Adasında ölen Marko Paşa'nın mezarı Kuzguncuk Rum
Ortodoks Kabristanı'nda... Çok sabırlı
bir hekimmiş. Hastalarını uzun uzun sabırla dinler, dertlerine tıbbi yönden
yardımcı olmakla birlikte, onlara manevi huzur ve rahatlık vermeye de özen
gösterirmiş.
Marko Paşa'yı konu
etmemin sebebi toplumun geniş kesimi olarak derdimizi anlatacak bir Marko
Paşa'ya olan ihtiyacımız olduğu kadar 1867'den beri Ülkemize ve Türk Tıbbına büyük katkıları olmuş ve halen de katkıları
devam eden Türkiye Tıp Akademisi' ne (o yıllardaki adıyla Cemiyet-i Tıbbiye-i
Osmaniye) 1871'den vefatına kadar başkanlık etmiş olması.

Akademi'nin yanında
aynı zamanda 107. yılında olan Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği
Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Göksoy, Fakülte'nin
Dekanı Prof. Dr. Alaattin Duran ile Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Prof. Dr. Sabriye
Demirci, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Prof. Dr. Bülent Berkarda, ve Prof. Dr. Erol
Düren'in konuşmaları sayesinde
dağarcığıma yeni bilgi ve kültür
zenginlikleri kattım.
Türkiye Tıp Akademisi 1867'de başlayıp 149 yıla ulaşan
geçmişiyle ülkemizin ilk tıp
derneklerinden ve İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre günümüzde Türk tarihinde
faaliyet gösteren 4 numaralı dernektir.
1857'de ülkedeki yabancı hekimler tarafından Sultan Abdülmecid'in izniyle kurulmuş olan
"Societe de Medecine de Constantinople - Cemiyet-i Tıbbiye-i
Şahane" daha sonra Türk Tıp
Cemiyeti adını almış ve dernek halen Türk
Tıp Derneği olarak faaliyetini sürdürmektedir.
Fransızca yapılan tıp eğitiminden, Fransızca tıp kitaplarından ve Fransızca yapılan
toplantılardan Türkçe tıp sözlüğüne,
Türkçe tıp kitaplarına, Türkçe tıp eğitimine geçilirken bunu amaçlayanların
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Nazırı ve Hekimbaşı Salih Efendinin öncülüğünde
verdikleri şanlı bir mücadele var ki bu direniş eğitim tarihimiz için de bir
destandır...

1923'de Cumhuriyetin ilanından sonra dernek "Türkiye
Tıp Encümeni" adını almış ve ilkinde
Atatürk'ün de bizzat katıldığı
"Milli Türk Tıp Kongreleri" düzenleme görevini üstlenmiştir. Bu
kongrelerin konuları toplumu geniş çapta ilgilendiren sıtma, tüberküloz, trahom
gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadeleyi ve hekimlerin bilgilenmesini sağlayan sağlık
politikaları olmuştur. Dernek ayrıca milli raporların olduğu kongre kitapları
ve arşiv niteliğinde dergiler
çıkarmıştır.
1968'de "Türkiye Tıp Akademisi" adını alan
dernek, 2000 yılına kadar ülkemizin
değişik şehirlerinde Milli-Ulusal
Kongreler düzenlemiş, sonraları
daha çok genel sağlık sorunları, tıp eğitimi ve tıp etiği üzerine
yoğunlaşmıştır. Türkiye Tıp Akademisi, esas amacı olan "Halka sağlık
açısından faydalı olmak" hedefinden 149 yıldır asla uzaklaşmamıştır.
Fotoğraflar:
Başkan Prof.Dr.Ertuğrul Göksoy
Eski Başkan Prof.Dr.Sabriye Demirci'ye teşekkür belgesi
verilmesi
Eski Başkanlardan Prof.Dr.Kemal Önen (1923-2015) oğlu, kızı
ve gelini ile birlikte
Eski Başkan Prof.Dr. Hüsrev Hatemi'ye teşekkür belgesi verilmesi
Eski Başkan Prof.Dr.Nazif Bağrıaçık adına teşekkür belgesinin Nazif Hocanın kızı, Kemal
Önen'in gelini Sevil Bağrıaçık Önen' verilmesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder