
Kırkikindi, Anadolu'da yaz ve kış başlarında genelde öğleden sonra,
ikindi saatlerinde görülen alışılagelmiş yağışlara halk arasında verilen
isimdir. Bu yağışlara, genelde ikindi vakti başladığı ve 40 gün yağdığına
inanıldığı için kırk gün, ikindi vakti yağan yağışlar anlamında Kırkikindi
yağışları denmiştir. Lakin, 40 gün sürmelerinin bilimsel bir dayanağı yoktur..
Gün boyu altında
külhan yanıyor gibi ısındıkça ısınmıştı
İstanbul dün... İkindide değil ama gece;
şimşek, gökgürültüsü, sağanak halinde boşalan yağmurun İstanbul'u pir ü pak
etmesi mümkün değildi ama sonrasında verdiği serinlikle rahat bir uyku uyuttu
hele de buna en çok ihtiyacı olanlara...
Kırkikindi yağmurlarına
memur ıslatan yağmurları da denmesi memurların tam iş çıkışı yağıp
onları duraklarına ya da evlerine kadar sırılsıklam ettiği için.
Ben "ahmak ıslatan yağmurunda" ıslanmaktansa böyle
şar diyeee boşalan yağmurda ıslanmayı tercih ederim. sonrasında çıkacak gökkuşağının altına doğru yürüyerek kurumanın
keyfi de bir başka olacaktır çünkü...
Bazen ruhumuzda
hissederiz, bir başka deyişle biz kendimiz oluruz Kırkikindi yağmuru Necati
Cumalı'nın mısralarındaki gibi...
Kırkikindi Yağmurları
Sabahları aşık değilim dedim
Hakikaten de öyleyimdir
Her sabah rahat, neşeli olurum
Hatta sesime bakmadan türkü söylerim
Herkes gibi işime giderim ben de
Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir
Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir
Havam bulutlanır gitgide
Peşinden koşmaktan yorgun düşerim
Çekilmez olur artık şehir
Bilirim şimdi kırlarda
Bir hayvan sakince suya eğilmiştir
Trenler geçip giderken küçük kuşlar
Durmadan yer değiştirir telgraf tellerinde
Gitsem gezinsem derim limanda
Rıhtım kahvelerinden birinde otursam
Bir şey içsem ve dönsem
Değiştirsem elbisemi,
Yahut uzanıp saatlerce uyusam
Belki bu dertten kurtulurum
Derim ama akşam olur
Gene kapına düşer yolum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder