Sayfalar

3 Eylül 2015 Perşembe

Ege'den Damlalar

Şu İzmir'den aman...


Günün ilk saatleri olmasına rağmen Sabuncubeli yokuşundan görünüşünde İzmir adeta buharlaşıyor gibiydi. 29 -30- 31 Ağustos günlerini İzmir 'e bağlı Payamlı merkez olmak üzere Seferihisar, Ürkmez,Gümüldür ve Özdere'de geçirdik. Ege'nin mavisini, yeşilini bol oksijenine katık yapıp ciğerimize doldurduk. Ahmet Yamacı'dan alınan şu güzel İzmir türküsü dilimize imbat gibi vurdu Ege sahillerinde;

Şu İzmir'den (aman) çekirdeksiz (efem de) nar gelir
Sırma cepken (cepken) ince bele (efem de) dar gelir
Şu gençlikte (aman) ölüm bana (efem de) zor gelir
Güzel İzmir (aman) Kordon Boyu (efem de) şen olsun
Beni senden (senden) ayıranlar (efem de) kör olsun


Narlar henüz olgunlaşmamıştı ama görebildiğimiz mevsimin her renkten çiçeği hayatın anlamını bir kez daha hatırlattı bize...

Alıp geçmişe götürdü ruhu okşayan kokularıyla...

Benim İzmir ile tanışmam Türk Hava Kuvvetlerin'de jet pilotu olan anamın amcası oğlunun
Karşıyaka'da ikamet ettiği dönemde bize gönderdiği bir aile fotoğrafıyla başladığında 4-5 yaşlarındaydım.
Ve ileriki yıllarda bu şehrin hayatım için önemli fotoğraflar vereceği aklımdan geçmiyordu.

Adnan Süvari'nin teknikdirektörlüğü yönetimindeki Göztepe'nin 1968-69 sezonunda Fuar Şehirleri Kupası'nda(bugünkü UEFA Kupası) yarı finali oynayan ilk Türk takımı olmasının ve futbolcularının da tamamının Türk olmasının futbola olan merakım içinde ayrı bir saygınlığı vardır.

Kendisi “Şikeci Varol” lakabını reddetse de şike denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan bir dönemin unutulmaz kalecisi Varol Ürkmez 1970 yılına kadar oynadığı bir başka İzmir kulübü olan Altay'da hafızama yerleşmişti.

Çok genç yaşta hayata veda eden teyzem oğlu Nihat Sevimli 1967 ya da 68 yılında askerliğinin acemiliğini Bornova'daki 257. Topçu Tugayı'nda yaptıktan yıllar sonra bendeniz 1983 yılında İzmir'in
bir başka ilçesi Menemen'deki 212. Piyade Alayında askerliğimi yaptım. Şehit Kubilayın Anıtı'nda defalarca nöbet tutmuş olmanın ayrı bir değeri vardır yüreğimde.

O yıllarda ablamın İzmir'e yerleşmiş olması İzmir'de bir kapı yaratmıştı ama yeğenlerden ayrılmak da zor olmuştu. Onlar İzmir'de gelişip , serpilip iş güç sahibi oldular ama babalarını da orada kaybettiler. Anneannem Salhe nine İzmir'e ablama gezmeye gittikten 10 gün sonra orada vefat etti ve toprağı orası oldu.

Anam 2013 yılında anası gibi İzmir'de vefat etti...

1984 yılında yüce Yaradan'ın bir armağanı olarak doğan kızım Ece'den sonra 1987 yılında bağrıma
bastığım oğluma Ege'nin yiğit insanlarına söylenen EFE ismini verişimizde de bir hikmet olmalı...

Geçtiğimiz günlerde ciddi bir rahatsızlık geçiren ablamı sağlıklı görmek, tekrar sofrasına oturmak anlatılmaz bir mutluluk verdi, yüzümüzü güldürdü çok şükür.

Özdere'de o ve sevgili yeğenlerim ile gelinimizle dondurma yerken güneşin nazlı nazlı batışı kısa fakat dolu dolu geçen 3 günün bitişinin habercisiydi sanki.

Dilimizde yine o türkü İstanbul'a doğru yola koyulduk...



Uzun olur (aman) gemilerin (efem de) direği
Çatal olur (aman) efelerin (efem de) yüreği
Sen böyle dur (aman) kızlar çeksin (efem de) küreği

Güzel İzmir (aman) Kordonboyun şen olsun
Beni yardan (yardan) ayıranlar (efem de)kör olsun





























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder