Sayfalar

18 Eylül 2015 Cuma

Garip İnsanlardan Damlalar


KİR CESUS, EŞKO VE DİĞERLERİ...

Kir Cesus, Eşko, Denno, Çeço, Edo, Eyno, Mano, Deli Adnan, Yapamadi Mehemed Ali,
Canlı Hesap Makinası Deli Ahmo, Halle, Totte, Osman, Bakır-ı Şahe...

Hepsi Bitti… Urfa’nın deli-derviş-kaçık karışımı o sevimli garip insanları başka diyarlara, sonsuzluğa göçüp gittiler..

Bugün onlar yaşıyor olsalardı; ekonomik, sosyal, kültürel çöküntüler altında pusulası şaşmış en akıllımızın bile zil takıp oynayacak hale gelmesine vallahi acırlar ve sebep olanlara da hak ettikleri cezayı en okkalı şekilde mutlaka verirlerdi.

Kir Cesus misal… Yanından geçerken veya uzaktan “Kiiirr Cesuss!” denilmesine, yere tükürülmesine hatta “Hıık tıfii” diye tükürür gibi ses çıkarılmasına bile kızan ve sinirlenen, yapanlara genellikle Kürtçe sövüp, onları koynundan çıkardığı taşlarla kovalayan Kir Cesus

Hani o Köprübaşı’nda, yıktırılıp yerine ucube bir yapı kondurulup önce otel sonra hastane olarak kullanılan o eski kütüphane binasının önünde, bir eli böğründe, sürekli ayakta duran, yaz-kış giydiği aynı kirli-beyaz şalvarının cebinde ve köyneğinin koynunda taş bulunduran Kir Cesus!

"Esas kiirr oğlu kir sizlersiniz lan” diye, kültürü, siyaseti, ahlakı kirletenlerin, ihale hırsızlarının, ülkeyi satanların, milleti perişan edenlerin suratına “Hııkkk tıfiii” diye bi lappan tükürür, kaçan soysuzları da taşla kovalamaz mıydı?

***

Yapamadi Mehemed Ali” denince iki elini birleştirip ”Hııh” diyerek kaldırdığı başının üstünden hızla bacaklarına indiren o sevimli insanımız pekiii…

AKP'nin 'A Takımı'na giremeyince zehir zemberek açıklamalar yapıp, "Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini biz mevcut kazanımları koruyamayız, Türkiye'nin tek çıpası var" diyen maliye bakanına:

Tıpay mı patladı, yapamadi Mehemed Şimşek, yapamadi” diye seslenmez miydi?

***

Deli Eyno... Her seçimimde kota isteyen hazırlopçu kadın gurupların gazeteye verdiği “Bıyıklı kadın” reklamlarına nazire yaparcasına, erkekleri dizine oturtup vereceği pozlarla en fettan mankenlere bile taş çıkartmaz mıydı?

***

Ya söyledikleriyle insanı düşündüren, bir aktör gibi aynı anda hem ağlayıp hem gülebilen Eşko…

Tanıştırıldığı birine babasının kim olduğunu sorup öğrenince:

Babayı çok iyi tanıram, bir gün evinize esrar içmeye gittik. Az daha biye tecavüz edecekti, babanın elinden zor kurtuldum” diyerek tanıştıranı da tanışanı da utancından yerin dibine sokan Eşko!
7 Haziran seçimleri arifesinde "Melih Gökçek Ankara'yı parsel parsel sattı " deyip seçimden sonra sözünden topaç gibi dönenBülent Arınç'a:
Seni babayı da çok iyi tanıram, şeyini şey ettiğimin şeyi bir adamdı” diyerek şey etmez miydi?

***

Canlı Hesap Makinesi Deli Ahmo sigortası biraz zorlansa bile Zarrab'ın, cari açığı iddia ettiği gibi nasıl kapatmış olabileceğini elbette çözer ve 17 Aralık soruşturmasında Zarrab'ın ev ve iş yerindeki aramalarda ele geçirilen 1 milyon TL, 800 bin Euro ve 60 bin dolar ile iki kilo altının, bir yıl emanette tutulmuş olmasına karşılık bu para için devletin Hazinesi'nden 55 bin lira faiz ödenmesi için "la bu nasıl iş" deyip hesap sormaz mıydı? .

***

Denno misal… Kimsesiz, alkolik, esrarkeş, lakin kendine özgü hayat felsefesi olan, hani o önce garaj sonra park-yeşil haline getirilenMıkkımların Bahçesi’nde sığıntı olarak yaşadığı için oraya “Denno’nun Bahçesi” olarak adı da verilmiş olan Denno!

Sıcak bir yaz günü kafayı çekmiş vaziyette girdiği Köroğlu kahvesinde ellerini havaya açarak Yaradan'a hitaben:

Biye bah biye; ne ana kucağı gördük, ne de sırtımız temiz yatağa uzandı, karnımıza sıcak bir çorba bile girmedi, buna rağmen siye şükrediyığ. Amma başımıza artık yeni bir film açmıyasan haa” diyen Denno!

Seçimler yenilensin, 400 milletvekili verin" diyen Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’a yaklaşıp:

Biye bah biye; aha da 1 Kasım'da millet sandıklara gidecek, yine 400 milletvekili vermezlerse başımıza yeni filimler açmıyasan haa” demez miydi?

***

Köprübaşı esnafının dolduruşuna gelip en çok da terzi Hacı Usta'ya musallat olup demediğini bırakmayan Deli Adnan bu kez dolduruşa gelmeden "Millet kan ağlayıp, karalar bağlarken, hergün gencecik şehitleri için anaların yüreği parçalanıp il ve ilçeler cayır cayır yanarken 110 milletvekilin yok muydu meclisi açtırtacak, sen nasıl bir genel başkansın" deyipKılıçdaroğlu'nun yakasına yapışmaz mıydı?

***

Edo mu?... Terör örgütü PKK ile arasına bir türlü mesafe koyamayan HDP'nin... karşısına elinde sopasıyla çıksa Edo, onlara terörün nasıl bir insanlık suçu olduğunu elbette münasip bir dille çok iyi anlatır. Karşısına "elinde iple (heytle) her akşam dağa çıkıp Güneşi durduran" Halle çıksa; hukuk okumuş, saz çalan Selahattin Demirtaş'ın aklı başına daha çabuk gelecektir...

***

Ya Denno’ya sığınmış, onun yanında kalan, bir gün onun ikramı esrarla kafası dumanlı başına değen bir bezi götürürken yakalandığı için hakimin:

Bahçe komşusunun yatak çarşafını niye çaldın” sorusuna:

Ben ömrümda yatak mı gördüm ki çarşafı bileyim hakim beg, atılmış bir parça bez parçasıdır sandım” diye cevap veren Çeço…

Hani o Urfa’nın Akarbaşı’ndan Abide’ye kadar uzanan o dönemdeki tek caddesinde bir aşağı bir yukarı gidip gelirken kendisine yardımda bulunana ve bulunmayana:

“Verenin de, vermeyenin de anasını, avradını” diye sinkaf eden Çeço!

57. Hükümetin "Çekiliriz" tehdidiyle yıkılmasına sebep olup erken seçimle AKP'nin tek başına iktidar olmasının zeminini sağlayan ve son olarak TBMM Başkanlığı seçiminde olmak üzere her sıkıştığında AKP'ye koltuk değneği olan Devlet Bahçeli'nin 7 Haziran'dan 1 Kasım seçimlerine giden süreçteki tutumuna bakıp:

Bu püskevitlerden bi şey olmaz. Seçenin de seçmeyenin de, seçilenin de seçilmeyenin de...” diye sinkaf etmez miydi?

***

Tüm bunlara rağmen 1 Kasım'da da değişmezse sonuç işte orda sözü Urfa’nın sembolik gariplerinden Bakır-e Şahe emmi o alaycı fakat derin manalar ve hakikatler içeren "Auuvvv... auuvv havlayın laan hepimiz, Allah’ın itiyığ’’ sözünü söylemez miydi?







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder