
Atatürk
Devrimleri , vatan sevgisi ve bütünlüğü yolunda yalnız başına, kuvvet hesabı
yapmayan bir idealist vatanseverlik vicdanı ve
millet yolunda canını fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının
müstesna yüreğidir şehit olanlar adına KUBİLAY OLAYI...
15 temmuzda hain kalkışmayı gerçekleştiren uzantıların
kökleri olan şeriat isteyen gerici yobazlar 23 Aralık 1930 günü askerliğini
yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay ile yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki'yi Menemen'de katletmişlerdi.
Vatani
görevim sırasında anıtlarının bulunduğu Menemen Yıldıztepe'de nöbet tuttuğum
Devrim şehitlerimizi katledilişlerinin 88. yılında rahmet ve minnetle anıyorum.
Mekanları Cennet makamları ali olsun...

Genel
anlatıma göre şu seyri izlediği görülmektedir:
Şeyh Esat’ın
Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından
yönlendirilen, Manisa tarafından gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü
silahlı 6 kişi, 23 Aralık 1930'da sabah namazından sonra camiden aldıkları
Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar.
Elebaşılar arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin,
Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardır. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini
"Mehdi" olarak tanıtır ve dini korumaya geldiklerini söyler,
Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu yayan yobazlar öğle
saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan
geçirileceğini duyururlar.
Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya takıp
Menemen şehir meydanına dikerler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir
getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata
dönülecektir" diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler.
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye
göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı olay yerine gönderir.

Derviş Mehmet "bana kurşun işlemiyor”
diyerek halkı kandırmaya çalışır.
Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığınırsa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra gelirler. Derviş Mehmet, çantasından çıkardığı
testere ağızlı bağ bıçağıyla yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını keser.
Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalışırlar
ancak başaramazlar. Birisi ip getirir ve
Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlanır.
Olay yerine
yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaralar. Ancak açılan ateş sonucu
o ve arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki öldürülür..
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Komutan "Teslim
olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş
eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanırlar.
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti tepkilidir. 27 Aralık 1930
günü Dolmabahçe Sarayı’nda Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında bu konuda bir
toplantı yapılır. Mustafa Kemal Paşa, "Kubilay
Olayı"na çok kızmıştır. Daha birkaç yıl önce Yunan İşgalinin acısını tatmış bir
muhitte bu olayın meydana gelmesi üzerine, bazı kaynaklara göre, ilçenin
haritadan silinmesini emretse de ertesi günü, "Böyle emirler verirsem,
uygulamayın, sonra bir daha sorun", der.
28 Aralık 1930'da orduya
gönderdiği başsağlığı telgrafında, "Mürtecilerin gösterdiği vahşet
karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının
bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise" olduğunu
belirtir.
31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ile Manisa ve
Balıkesir’in merkez ilçelerinde 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile
Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilir ve 1. Kolordu Komutan
Vekili General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kurulur.
7 Ocak 1931'de bu kez İzmir'de yine Mustafa Kemal Paşa
başkanlığında ikinci bir toplantı yapılır Olaya doğrudan veya dolaylı katılan
105 sanık 15 Ocak 1931'den itibaren Divanı Harp’te yargılanmaya başlanır.

Kalan 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edilir.
Bazıları Kubilay'ın başının kesildiği yerde asılır.Mahkumlardan biri idam
sehpasının önünden kaçar ancak İki hafta sonra yakalanır ve ertesi gün idam
edilir.
Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehidi iki bekçi ve
Kubilay adına anıt dikilir. Anıtın üzerinde şöyle yazmaktadır:
"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin
bekçisiyiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder