Sayfalar

21 Aralık 2016 Çarşamba

"BİZ BU TARİHİN SEYİRCİSİ DEĞİL, BEKÇİSİYİZ."

Hastalandığımızda veya hastamız olduğunda en çok istenen şey bir an önce şifa bulmaktır.  Bunun için de elbette  en başta  iyi yetişmiş, güvenilir bir hekime ulaşmak isteriz. 

Ama  onun bu vasıflarda nasıl yetişmiş olabileceği, nasıl yetişeceği hususu  belki de aklımıza hiç gelmez, getirilmez. 

Çünkü o haftasonu oynanan futbol  maçında topun çizgiyi geçip geçmediği  atışması, evlendirme programlarında falanca hatunun filancayla kırıştırması, katılanların gladyatörler gibi çarpıştırılıp aşağılandığı  yarışma programları, silahın ve şiddetin özendirildiği diziler, nöbetçi kişilerin biat ettiği kişileri yalayıp yuttuğu siyaset tartışmaları  gibi insanların bugününü ve geleceğini ilgilendiren çok daha ciddi meseleler topluma yazılı ve görsel medya tarafından adeta şerbet niyetine içirilmekte!.. 

Bu yöntemlerle hemen her konuda erozyona uğranılmış olunmasına ve kayıp ile yozlaşmanın hala devam etmesine  rağmen çok şükür ki ülkemizde hala 14 Mayıs 1947'de  Tıbbiyeliler Bayramında, "Biz bu tarihin seyircisi değil, bekçisiyiz" demiş  o dönem İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Senatörü  Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan'ın düşüncesinde olan ve geleceğe dönük aydınlık hamleler yapan kurum ve kuruluşlar ile çok değerli üyeleri var. 

Cerrahpaşa Tıp fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. ERTUĞRUL GÖKSOY'un Başkanlığını yaptığı TÜRKİYE TIP AKADEMİSİ'NİN, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi ile 20 ARALIK 2016 günü TIP FAKÜLTESİNDE EĞİTİMİN DİLİ konulu toplantısında iyi bir hekimin yetişmesi açısından  değerli katılımcılar tarafından dilin önemi  değerlendirildi. Açılış konuşmasını da Prof. Dr. Ertuğrul Göksoy'un yaptığı panel ilgiyle izlendi. 

Ben bu konudaki şahsi görüşümü üniversitelerimizde eğitimlerin Türkçe yapılması lakin isteyen öğrencilere   yabancı dillerin ciddi şekilde öğretilmesi şeklinde özetleyebilirim.  

Dil meselesine geniş açıdan baktığımda  ise tablo  bugün neredeyse ana sınıfı seviyesine inmiş bir yabancı dil özentisi  ve zaten 12 Eylül 1980 İhtilali'nden sonra Türkçe'yi doğru dürüst konuşup  yazamayan nesillere sebep olmuş eğitim sistemiyle Türkçe'nin katledildiği  acı bir gerçek görülmekte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder