Siz ilk mektebe başladığınız günü, o günün heyecanını
hatırlıyor musunuz? Ben hatırlıyorum, şimdilerde yerinde ucube bir beton bina
bulunan ilk mektebim Urfa'daki Vatan İlkokulu'nu, giriş katında soldaki ilk
sınıfımı ve öğretmenim Zeliha Öğüt Hanımefendiyi minnet ve özlemle anarım her
zaman. Işıkları hala yolumu aydınlatmakta...

İleride İlk sosyalist şairemiz, basında peçesiz fotoğrafı
yayınlana ilk kadınımız, 1 Mayıs ve grev şiirleri yazdığı için şiirlerine el
konulan ilk kadın şairimiz olarak anılacak bu yiğit kadın annesi Kaya Hanım vefat ettiğinde henüz 6
yaşındadır...

Bakımıyla komşuları ilgileniyor, gününün çoğu sokaklarda
geçiyordu...
Evdekilerden bir destek görmeyen küçük kızın okula başlaması
kendi kararıyla olur... Hayat hikayesinde eğitiminden şöyle bahsediyor:
" Evimizin yakınındaki dere kenarlarından papatya,
ısırgan otu, deve dikeni, ebegümeci tohumları toplayarak aktarlara satıp,
kazandığımın kırk parasını mahalle mektebinin hocasına, kırk parasını da
kalfaya vererek bir süre okuma isteğimi doyurmak için çabaladım. Fakat bu
şekilde ancak bir yıl mahalle mektebine devam edebildim."
Çünkü Babası kızının kendi başına başlattığı bu öğrenim
faaliyetini öğrenince onu mektepten almış ve evden kovmuştur.
Aldığı okul eğitimi bu kadardır.

Özellikle Urfalıların başta "Gül ruhlarını gonca-i
zibaya değişmem" olmak üzere bestelenmiş 8 gazeliyle tanıdığı Yaşar Nezihe
Hanım; edebiyatımız ve kadınlarımızın hak mücadeleleri adına ismi asla
unutulmaması ve özellikle de öne çıkartılması gereken bir şairemizdir.
Yaşar Nezihe Bükülmez, 17 Ocak 1880'de İstanbul
Silivrikapı'da Baruthane Yokuşu üzerindeki bir adı da Hünkâr İmamı Sokak olan
Hünkârbeğendi sokakta harap bir evde doğar. Beş çocuklu ailesinin üçüncü ve
yaşayan tek çocuğudur. Küçük yaşta ölen kardeşlerinin akıbetine uğramasın diye
kendisine Yaşar Zeliha adı verilmiş. İlk eşi Âtıf Zahir Efendi, şairenin bu
ismini beğenmez ve “Yaşar Zeliha”yı “Yaşar Nezihe”ye çevirir.
Üç mutsuz evlilik yapmış, iki çocuğunu besin
yetersizliğinden kaybetmiş, üçüncü ve sağ kalan tek oğlunu binbir güçlükle
büyütüp yetiştirmişti...
Eserleri için şöyle diyor şairemiz: “Bir Deste Menekşem”
1915’te Marifet Kütüphanesi tarafından yayımlandı. “Feryatlar”ımın neşir yılı
da 1924’tür. Dört dosya dolusu şiir yazmışım. Bazıları bestelenen 250’den fazla
şarkım var. Hayatım yazmakla geçiyor. Tecvit, Karabaş, Mızraklı İlmihal,
Tuhfe-i Vehbi manzum kitaplarını ve Fuzûlî’yi bir-iki kez okudum ve bir-iki
nazire yazdım.”
Yaşar Nezihe Hanım soyadı inkılabında "Bükülmez"
soyadını seçmiş, yaşamının tükenmeyen acı ve sıkıntılarına karşılık ayakta
kalmayı başarmış olmasını böylece sembolik bir duruma getirmiştir.
"Bakıp da soyadıma sanma bükülmüyorum
Felek cefâlarıyla, gençken büktü belimi."

5.11.1971' de İstanbul'da vefat eden Bükülmez hakkında:
"Ne babadan, ne kocadan, ne kaderden, ne de rejimden rahat yüzü
gördü" denmiş olmasının gerçekten yerinde bir tespit olduğunu şaire ile
ilgili kaynaklara bakacak olanlar daha net göreceklerdir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder